Çam Ağacına Çivili Şehit Kardeşlerin Saçları!

Oğullarını Çanakkale Savaşında Şehit veren Denizlili annenin hikayesini bilir misiniz? Bilenler mutlaka vardır. Biz bilmeyenler için anlatılan rivayetleri size aktararak hikayeyi anlatalım ve tarihe vermediğimiz önemi bir kez daha gözler önüne serelim. Denizli’nin Pamukkale İlçesi, Karataş Mahallesinde, şimdiki halkın en gözde piknik yerlerinden biri olan Karataş Ormanlık alanı ve piknik yerini bilmeyen yoktur. Bilinir, çünkü dikkatsiz piknikçiler yüzünden defalarca orman yangını çıkmıştır.

İşte orada zamanında yaşayan bir kadın, üç oğlunu Çanakkale Savaşına göndermek için hazırlık yapar. Bilir ki, gidilir ama dönülmez. Bu yüzden üç oğlunun saçlarından birer tutam keser. Çocuklar bu duruma şaşırır ve annelerine sorar, “anamız neden saçlarımızı kestin?” Anne cevap verir, “oğullarım, ben sizi özlerim. Özlediğimde de saçınızın kokusunu duymak isterim. Bu yüzden her birinizden bir tutam saç kestim. Bu saçları Karataş Ormanındaki bir ağaca çivileyeceğim. Siz gelinceye kadar da orada tutup, sizi özledikçe o ağacın altına gidip bekleyeceğim” der. Gözü yaşlı anne dediğini yapar. Evlatlarının her birinin saçını bir bez parçasına sarar ve ağaca çiviler. Daha sonra çocuklarını, vatan savunması için Mustafa Kemal Atatürk’ün ordusuna katılmaları için gönderir. Yaşlı kadın, çocuklarını özledikçe gider o çam ağacının altına oturur bekler. Evlatlarının saçını koklar geri evine döner. Ana yüreği ya bu aradan zaman geçer dayanamaz.

Yine bir gün o çam ağacının yanına gider. Bir de ne görsün. En büyük evladı o çam ağacının altında oturur anasının gelmesini bekler. Koşar adımlarla gider ve evladına sımsıkı sarılır. Bir süre sonra yaşlı kadın kendine gelir ve “diğer kardeşlerin nerde niye gelmediler oğul” der. Evlat, anasının elini sımsıkı sarar ve “anam, güzel anam, kardeşlerim ve ben şehit olduk” der. Yaşlı kadının gözlerinden üç damla yaş peşpeşe düşer, nefesi kesilir. Soru saracaktır ama soramaz hale gelir. Evlat devam eder. “Anacım, bizler peygamberimize komşu olduk. Bunu bilesin. En yüksek mertebeye ulaştık. Biliriz ki, bizi özledikçe buraya gelirsin. Artık gelmene gerek yok” der ve gözden kaybolur.

Koca, dimdik duran çam ağacı ise çatırdayarak eğrilir ve yan halde durur. Yaşlı kadın evlatlarını şehit vermenin gururu ile köyüne döner ve durumu köy halkına açıklar, bir daha o ağacın yanına da gitmez. İşte dilden dile dolaşan rivayet budur. Halen o ağacın üzerinde 3 çivi ve çiviye sarılı bez parçası içerisinde bir tek iki çivide saç durmaktadır. Normalde korunması gereken bu ağaç maalesef gözardı edilmiş. İlgilenilmemiş, zamanla yağışlar ve fırtınalar sebebiyle şehitlerin saçları uçmuş kaybolmuş gitmiş. Bir tek yaşanan bu duruma koca çam ağacı isyan etmiş. Tüm ağaçlar dimdik dururken o kökünden boynunu eğmiş. Sanki şehitlerin huzurunda saygıyla eğilmiş gibi…